26 Aralık 2010 Pazar

muğla ilçeler - yatağan

Muğla Kültür Müdürlüğü
Turistik özelliklerinden çok termik santralıyla bilinen Yatağan, aslında çok sayıda doğal ve tarii zenginliği barındırır.
Çine yönünden Yatağan’a giriş yapanlar, Çine vadisinin olağanüstü güzelliğindoen etkilenirler. Şimdi Çine çayının suları altında kalacak olan Çine vadisi içinden akan ve yılın altı ayı zakkumlarla çevrili deresi, ilginç kaya şekilleri, tarihi köprüsü ile mutlaka görülmelidir. Vadiyi gezmek için yeni yolu değil eski Çine - Yatağan yolunu kullanmak gerekir.
Yatağan şehir merkezi, termik santralın gölgesinde kalmış biraz.
Stratonikeia
Yatağan’dan çıktıktan 7 km sonra sonra sağınızda delik deşik kömür ocaklarının yanından geçeceksiniz. Bu çevre katliamına hayıfllanırken bir tabela gözünüze çarpacak. Yoldan 1 km içerideki bir antik kenti işaretliyor bu tabela. Stratonikeia’yi.
Stratonikeia girişindeki Eski Hisar köyünde asırlık çınarlar altında beyaz-mavi badanalı küçük bir köy kahvesine rastlarsınız önce. Biraz soluklanabilir ve tarihi kentin hikayesini dinleyebilirsiniz. 
 Khrysaor birliğinin bir kenti olarak bilinen Stratonikeia’ın eski adı İdrias idi. İ.Ö.281-261 yılları arasında tahtta bulunan Seleukos kralı Antiokhos’un karısı Stratonike adına kent yenilenmiştir. İ.Ö. 133 yılında Pergamon krallığının Roma’ya miras kalması karşısında ayaklanan Aristonikos’un kente sığınması sırasında Romalılarca kuşatılmış, halkı açlıktan kırılmıştır. Bir zamanlar bol bulunan su kaynakları Eskihisar köyüne çınarların gölgesinde ve ilkçağ anıtlarının yanıbaşında bir görsellik veriyordu.
Şimdi terkedilmiş olan Eskihisar köyünün kuzeydoğu köşesinde büyük kesme taşlar ile tahkim edilmiş kalenin yıkıntıları, kentin kuzey kenarında büyük bloklardan oluşan ana giriş kapısı, kentin tam ortasında en iyi durumda olan yapı Bouleuterion(küçük tiyatro), batısında bu alanın anıtsal giriş kapısı(Serapis Tapınağı olduğu da söyleniyor), kentin batısında gymnasion, giriş kapısının önündeki kutsal yolun kenarında da  oda mezarlar antik kent gezisinde karşınıza çıkacak kalıntılardır.
Kentin akropolü güneydeki dağın tepesinde. Çevresi surlarla çevrili. Karayolunun hemen altındaki bir teras üzerinde yazıtında imparator için yapıldığı yazılan küçük bir tapınağın kalıntıları göze çarpar.
Aşağıda büyük bir tiyatro çıkacak karşınıza. Yapılan kazılarla sahne binasının kalıntıları büyük ölçüde ortaya çıkarılmış.
Lagina
Stratonikeia kadar önemli bir başka antik kent daha var yakınlarda. Lagina.
Yatağan-Milas yolunun bu defa 3. kilometresinden ayrılan Turgut yoluyla ulaşılıyor bu ören yerine.  Ayışığının ve yol ayrımlarının tanrıçası olan Hekate’nin tapınağı Lagina adındaki bu kutsal yerde yükseliyordu. Günümüzde kazılar sonucunda dairesel propylonlu avlunun bir bölümü ortaya çıkarıldı. Tapınak İÖ 40 yılında Parthların akınına uğrayarak yağmalanmış. Ayakta duran avlu kapısının üstündeki yazıtta Augustus tarafından tapınağın onartıldığı (İÖ 27) yazıyor. Tapınak, Hellenistik çağın modasına uygun, yalancı ikisıra sütunlu planda, Korinth düzenindeydi. Stratonikeia kentini kuran Seleukosların bir bakıma modernist yaklaşımı olan Korinth düzeni, burada özellikle kullanılmış olmalı.
Lagina kazıları, müzeciliğin babası sayılan Osman Hamdi bey tarafından 1891-1893 yıllarında yapılmış ve elegeçen kabartmalar İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne taşınmış.
Günümüzdeki kazılar ise Prof. Dr. Ahmet A. Tırpan tarafından yapılmaktadır. Son kazılarda tapınağın mimari parçaları düzenlenmiş, propylon kazılarak tümüyle ortaya çıkarılmış ve Güneydoğuda niteliği bilinmeyen bir kutsal yapı keşfedilmiştir
Panamara
Yatağan’dan kuş uçuşu 8 km ötede, Yatağan-Muğla yolunun 5. km’sinden sağa ayrılan yol ile ulaşılan Bağyaka köyünün 3 km dışında Panamara kalıntıları yer alır. Muhtemelen Stratonikeia antik kentine bağlı bir tapınak yeriydi Panamara. Tapınaktan bugüne ulaşan kalıntılar fazla bir değer taşımıyor. Köyün ve kalıntıların yüksekte, orman içinde oluşu nedeniyle, hedef noktası kalıntılar olan bir yürüyüş yapılabilir Yatağan’dan.

Anıt Ağaç

Muğla - Yatağan yoluna 24 km mesafede, Bozöyük beldesi Pınarbaşı mevkiiiindeki Pınarbaşı Restoran içerisinde bir anıt ağaç var. Orman Bakanlığı tarafından tescil edilen ve korumaya alınan anıt ağacının çapı 6, yüksekliği ise yaklaşık 30 m.
Gerga
Çine-Muğla yolunun 6. kilometresinden doğuya, Madran dağlarına ayrılan yol, 15 km sonra Kırsakallar köyüne ulaşır. Buradan sağlanacak rehberle ulaşılabilen Gerga öreni, Türkiye’de bilinen en garip yerleşimlerinden birisidir. Örenin girişindeki tüm kayalarda yön bildiren yazıtlar bulunur. Çoğunluğu Yunanca olan yazıtların yalnızca biri Latince’dir. Buna dayanarak Roma döneminin başlangıcında, güvenli bir çağda kurucu Gerga’nın önderliğindeki bir köy halkının ortaya anatanrıça heykeli dikmesi ve çevresine mezarlar, çeşmeler kurması, kırsalında da tarım yapmasıyla belirmiş bir yerleşimdir. Gerga, kimi kayalarda Gerga köyü anlamına gelen Gergakome biçiminde de bildirilmiştir. Köyün Alabanda kentinin yönetimi altında olması gerekir. Gerga’ya Muğla karayolu üstündeki İncekemer’den de yürüyerek, kuzeye doğru gitmek koşuluyla ulaşılabilir.