26 Aralık 2010 Pazar

Aydın - Aydınoğlu Beyliği dönemi

Antheia, Tralles, Ceasarec, Andropolis, Güzelhisar, Aydın Güzelhisarı, Aydın Eli ve AYDIN
   
 Aydınoğlu Beyliğinin ünlü Hükümdarı Umur Bey
 



        
               Aydınoğulları Beyliği'nin bayrağı
MALAZGİRT'TEN ÖNCE ANADOLU'DAKİ TÜRKLER
         1071 Malazgirt zaferinden önceleri Anadolu'nun orta ve doğu bölgeleri, Türk boyları tarafından yer yer iskan edilmişti. MÖ 1000-500 yıllarında Asya Bozkır kavimleri olan Kimmer ve Sakalar en eski öncülerdir. 395'te Hunlar, 515'te Sabarlar, 8. ve 10.yüzyıldan itibaren de Türk göçerleri, kadın çocuk ve yaşlıların bulunduğu göç grupları Anadolu'lunun kırsal yörelerine yerleşmeye başlamışlardı. 1015-1016'da Çağrı Bey'in keşif seferi, 1071'den önce Büyük Selçuklu İmparatoru Alparslan'ın Doğu Anadılu'daki bazı Bizans kale ve garnizonlarına yönelik askeri harekatları, 1069-1070'de Afşin Bey'in Adalar denizi olarak bilinen Ege kıyılarına kadar uzanan akınları ile erken dönem Türk Denizciliğinin öncüsü olan Çaka Bey'in serüven dolu yaşamı ve Batı Anadolu kıyılarında 1080'li yıllarda giriştiği mücadelelere rağmen; Bizans entrikaları sonucunda damadı İznik-Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan tarafından öldürülmesi ile başarıya ulaşamadı.Efes yöresindeki Tanrıbermiş Beyliği'de kolayca ortadan kaldırıldı. 1075 yılında Süleyman Bey, Konya'yı ele geçirerek İznik'i başkent yapmış, Anadolu'da ilk Türk Devleti'nin temelini atmış oldu. 1176'da Sultan Kılıç Arslan, Bizans İmparatoru 1.Manuel Comnene karşı kazandığı zaferin ardından, Batı Anadolu'ya ve Menderes boylarına girerek Antiocheia (Başaran) ve Tralles (Aydın) kalelerini aldı.ve Ege kıyılarına kadar ulaştı. Ancak imparatorluğun karşı girişimleriyle geri çekilmek zorunda kaldı.
         Anadolu platosuna egemen bir kara devleti durumunda bulunan Selçuklular, denizlere ulaşmadıkça uluslararası ticaretin dışında kaldıklarını gördüler. Çünkü, birçok Selçuklu tüccarı yabancı gemilerle dolaşmakta ve mallarını bu gemilerle taşıtmaktaydı. 1205-1211 dönemine rastlayan Sultan Gıyasettin zamanında bir tek limanları bulunmayan bu Türkmen atlıları, ülkelerini çevreleyen çeşitli Hristiyan ulusları ve silahlı güçlerinin adeta kuşatması altında kendilerini güvende hissetmiyorlardı. Atlı bozkır gelenekleri ile yaşayan Türkmenlerin kısa sürede küçük boyutlu da olsa inşa ettikleri teknelerle, Ege kıyılarında ve adalarda görülmeye başlanması, Bizans ve Latinler için, beklenmedik bir süpriz olmuştu. Bizans İmparatoru II.Andronikos, 1302'de Roger De Flor'la anlaşarak, Katalan kampanyası denilen ücretli talan askerleri, Büyük Menderes yöresindeki Türklere karşı gönderdiyse de büyük bir fiyasko ile sonuçlandı. Türkler bu olayın ardından Ege adalarına eylemler de bulundular ve Rodos, Sisim, Tenedos, Sakız ve Kiklad adalarına ellerine geçirdiler. Katalanların Menderes Havzasına yönelik saldırıları sırasında, Aydın ve yöresi Türkmenlerin elinden çıkmıştı. Daha sonra buraya egemen olan Emir Menteşe, 1296'dan önce ölmüş, Menteşe Alayının  başına damadı Sasa Bey, Aydın Alayı başınada Mübarizeddin Mehmed Bey geçmişti. 1304 ie 1307 yılları arasında süren askeri harekatlar sonucunda birçok kent ve kıyılar tekrar Türkmenlerin egemenliğine geçti. Daha sonra Sasa Bey ve Aydınoğlu Mehmed Bey (13.yüzyıl sonu ile 14.yüzyıl başı) ortak askeri harekatlar da bulunmuşlardır.
        Batı Anadolu'da Büyük Menderes'ten Adalar Denizi kıyılarına kadar olan bölgede, Türkmen kolonizasyonu ve güvenlik bölgelerinin kurulmasına devam ediliyordu.  Lidya, Aolia ve Mysia'dan (Balıkesir yöreleri) Çanakkale Boğazına kadar olan yerleri, Kalem Bey ile oğlu Karesi Bey, Alaşehir'in batısından Manisa ve İzmir'e doğru olan yöreleri Saruhan Bey, Büyük Menderes'ten itibaren Tire ve Efes (Ayasuluğ-Selçuk) taraflarınıda Menteşe Bey'in damadı Sasa Bey ele geçirmişti. Daha sonra Sasa Bey ile anlaşmazlığa düşen Aydınoğlu Mehmed Bey buraları ele geçirdi. Sasa Bey Frenklerden yardım görmesine rağmen Mehmed bey'e yenildi ve hayatını kaybetti. Böylece Laskarid-İli Aydın Eli oldu.
Aydın Beyliğinin önemli merkezlerinden biri olan Selçuk Kalesi (Günümüzde İzmir/Selçuk sınırları içinde)
 
       Mehmed Bey fetihlerine devam ederek, fethettiği yerlerden Ayasuluğ ile Sultanhisar'ı büyük oğlu Hızır Bey'e, Kıyı İzmir'i diğer oğlu Umur Bey'e, Bodemya'yı öteki oğlu İbrahim Bahadır Bey'e ve Tire'yi de diğer oğlu Süleyman Bey'e verdi. Küçük oğlu İsa Bey'i yanına alan Mehmed Bey ilk donanmasını Ayasuluğ'da (Selçuk) inşa ederek denizciliğe başladı. Mehmet Bey (İzmir) Birgi de de cami ve medrese yaptırmıştır. 1334 yılında av esnasında suya düşerek hastalanmış ve daha sonra ölmüştür. Kaynaklarda onun 60 kenti, 300 den fazla kalesi ve 70 bin civarında atlı askeri olduğu belirtilmektedir.
Birgi'de Aydınoğlu Mehmed Bey tarafından 1312 yılında inşa ettirilen     Ulu Camii'nin genel görünüşü
 
 Selçuk Kalesi ve Aydınoğlu İsa Bey tarafından inşa ettirilen İsa Bey Camii
        Kardeşlerinin onayını da alarak Aydın Bey'i olan Umur Bey hükümdarlığı sırasında aralıksız olarak gaza yapmıştır. 1338'de 300 küçük, 50 büyük gemiyle Karadeniz'i geçerek, Kili ve Eflak seferlerine gitmiş, 300 küçük gemiyi kızaklarla 6 mil çekerek Le Ponte Körfezine aşırmıştır. Bu körfezde gemilerin denize indirildiği yere, uzun süre "Gazi Umur Bey Limanı" adı verilmiştir.
       Umur Bey'in Batı Anadolu ve ve Adalar denizindeki siyasi ve askeri etkinliği, Latinleri büsbütün endişeye düşürdü. Latin ve Ortodoks Kiliselerinin birleştirileceği vaat edilerek Papa'nın donanması ile Venedik, Ceneviz, Rodos Şövalyeleri ve Kıbrıs Krallığı donanmaları birleşerek İzmir'i tehdide başladılar. İlk haçlı saldırısını püskürten Umur Bey, ikinci saldırıya direnemeyerek geri çekildi. Bu arada Türk Donanması da yakıldı. Umur Bey'in donanmasının yok edilmesi onun denizlerdeki etkinliklerini durdurdu. Böylece beylğin ekonomis de bozuldu. Kara saldırıları ile eski gücünü toparlamaya çalışan Umur Bey ilk olarak kıyı İzmir'e saldırdı ve Selçuk Kalesini geri aldı. Ayasuluğ'daki Aydınoğlu donanması Akdeniz'de harekata başladı. Rodos Şövalyeleri de İzmir'i Aydınoğullarına bırakmak zorunda kaldılar. Yandaşları Latinlerin bu durumu kabullenememeleri ve Papa'nın oluşacak barışı reddetmesi üzerine Umur Bey tekrar saldırıya geçti. Ancak 1348 yılında henüz 39 yaşında iken alnından vurularak öldürüldü.Umur Bey'in mezarı Birgi'de babasının türbesinin bulunduğu yerdedir.
       Umur Bey'den sonra yerine ağabeyi Hızır Çelebi hükümdar oldu. Umur Bey gibi cesaretli ve atak olmaması nedeniyle, Venedik, Rodos ve Kıbrıs ile ağır bir antlaşma imzalamak zorunda kaldı. Böylece Aydınoğullarının bütün faaliyetleri durdurulmuş, dolayısıyla da beylik çökmeye yüz tutmuştu. Beylik başkenti Birgi'den Ayasuluğ'a (Selçuk) nakledildi. 1365 yılların da Hızır Bey hayatını kaybetti. Hızır Bey'den sonra  yerine geçen kardeşi İsa Bey 1360-1390 yıllarında Ayasuluğ'da hüküm sürdü. Osmanlı Sultanı 1.Murat 1389 yılında Kosova Savaşı'nda şehit düşünce, 1.Beyazıt'ın; Anadolu Beylikleri üzerinde fethçi bir tutum izleyeceği kaygısı, başta Karamanoğulları olmak üzere, bütün kıyı beylikleri gibi Aydınoğulları'nıda Osmanlılara karşı ittifaka zorladı. I.Beyazıt, Rumeli'de üstünlük sağladıktan sonra, Anadolu'daki beylikler üzerine saldırılar başlattı. Alaşehir'i aldıktan sonra Aydınoğulları'nın üzerine yürüdü. İsa Bey karşı koyamadı ve 1390 yılında  I.Beyazıt Aydın Eli'ne egemen oldu. Tire'de oturması şartıyla, İsa Bey'e birtakım yerleri yönetme yetkisi verildi. Ayrıca kendi soyunu ve vakıflarını yönetme hakkı tanındı. Ancak, hutbe, para ve tımarların beratını verme gibi hükümranlık hakları I.Beyazıt'a geçti. I.Beyazıt İsa Bey'in kızı Hafza Hatun ile evlenerek Aydınoğullarıyla bağlarını güçlendirdi. Daha sonra da Aydın Eli'nin yönetimini oğlu Süleyman Çelebi'ye verdi. Böylece Aydınoğullarının tüm yönetimi Osmanlı'ya geçmiş oldu.