26 Aralık 2010 Pazar

izmir ilçeler - seferihisar

Seferihisar

Sığacık'ta yeme içme yerleri limanın çevresinde.Balık ekmekçiler,midye tavacılar yanyana sıralı.Balık fiyatlarının durumu malum!Balık fiyatları pahalı olunca ,restoranlar fiyata itiraz olmasın diye balıkçıdan kendi aldığınız balığı pişirmeye de itiraz etmiyorlar.Balığı kendin alıyorsun, onlar pişiriyor. Otel ve pansiyonlar,diğer tatil köylerine göre bir hayli ucuz. Otel ve Pansiyonlar daha çok Sığacık kalesine yakın konuşlanmış durumda.Pilajlar bir kilometre kadar ileride.Pilajlar a minibüs ve belediye otobüsü çalışıyor.Sığacık limanında denize girilmiyor.Sığacığa kadar gitmişken Çevre koyları tanımamak,oralara gitmemek olmaz. Günübirlik motor turları Papaz boğazı,Taş ada,Azmak,Aktaşlı ve çamcağız'ı kapsıyor.Ayrıca Küçük balıkçı tekneleri ile de bu turları düzenlemek mümkün oluyor.
TEOS Antik kenti Sığacığa iki kilometre uzaklıktadır.12 İyon kentinden biri olan Teos'ta halihazırda ciddi bir kazı çalışması yapılmamıştır.Şimdiye kadar yapılan kazı çalışmalarında elde edilmiş buluntulardan belli bir bölümü Teos bölgesinde durmakla beraber bir kısmı da İzmir arkioloji müzesine taşınmıştır.
SIĞACIK İzmir'e 50 kilometre uzaklıkta sevimli mi sevimli,cana yakın eski bir balıkçı köyü.Yörenin cana yakını neyin nesi demeyin.Seferihisar'ın iskelesi olan Sığacık,sahilde limanı çevreleyen bir kalenin içine kurulmuş.Kıvrılarak giden daracık sokaklarda dolaşırken,özgün mimarisini koruyabilmiş pek çok eve rastlamak olası.Üstelik insanı da sıcacık.Sığacık'ın geri planı her türlü meyve ve sebzenin bolca yetiştiği doğal bir hal görünümünde.Yol boyunca dizili tezgahlarda,anında toplanmış salatalık,domates,patlıcan,biber...O kadar mı?Üzüm, kavun,karpuz her çeşit meyve

TEOS

TEOS Tanrı anlamına gelen adıyla,bölgedeki en eski yerleşim yeridir.12 İyon kentinden birisi olan Teos'u ilk kez M.Ö.1080'lerde Atamas'ın kurduğu biliniyor.
Ege havzası medeniyetimizin başlangıcı M.Ö.4000-3000 yıllarına iner.Bu süre içinde havzada GİRİT-MORA-İYONYA ve ADALAR Medeniyetleri görülür.Giritlilerin medeniyetine, Mora'ya yerleşen Akalar son vermiştir. Akaların Mora medeniyetini de Yunanistana kuzeyden giren Dor'lar yıkmışlardır. Küçük Asya Tarihi adlı eserin yazarı Sari Teksiye Teosu M.Ö. 2000 yıllarında Akalardan kaçan Giritliler tarafından kurulmuş olan Karya'lıların bir şehri olarak gösterir.M.Ö. 1190 yıllarında Darların önünden kaçan Akalar ve bazı Yunan kavimleri Batı Anadolu sahillerine göçmeye başladılar .İlk kafile Atamas'ın başkanlığında Teos'a çıktı ve çok iyi karşılandı. Bu iyi kabul duyulunca Apeküs komutasında ikinci büyük kafile geldi.Yerlileri azınlıkta kalan Teos böylece bir karya şehri olmaktan çıktı ve İYON şehri oldu.
BÜYÜK DÜNYA TARİHİ adlı eserin yazın Jak Pirenni'ye göre Teos en parlak devrini M.Ö.900 yıllarında Asurluların tesis ettiği barış döneminde yaşadı. Bu dönemde Teos, Millet, Piriyene, Efes, Sisam, Kolofon, KKalaomen, Eritre, birleşerek bir İyon fedarasyonu kurdular. Bu federasyon maden işlemede, Deniz ve kara ticaretinde ve bankacılıkta dünyaca ün aldı.
Heredot Tarihine göre M.Ö.546 da Persler, Lidya'yı yıkınca lyonya, Persler'e karşı savunma durumunda kaldı, iyon ittifakına Teos. 17 gemi ve asker vererek katıldı. (O vakit bu birliği Paçalıların 3 gemi verebildiği düşünülürse, Teos'un gücü daha iyi anlaşılır.) Pers savaşlarından sonra Atina safında Attik-Delos Deniz Birliğine katılan Teos, ikinci Peleponnes savaşlarında Atina'nın Sicilya felaketi üzerine Ispartalıların Zoru ve Tsaferin (Seferihisar) papası Takes'in aracılığıyla İsparta hakimiyetini tanımış ve Atinalıların kara tarafına yaptırmış olduğu surların yıkılmasına ses çıkarmamıştır. Bu surlar, 4 Aşırın sonlarında şehri süsleyen mabetlerle birlikte tekrar Atinanın yardımıyla yaptırılmıştır. Bu günkü kalıntıların çoğu ve sur izleri bu asra aittir.
Teos Tarihini araştıran Ahmet Ersoy Derlemesinde M.Ö.2.yüzyılda, Suriye Selefkoslar Kralı Antokyüs ile Romalıların savaşında, Teos'un Selefkoslara yardımının önlenmesi için Romalılar tarafından sıkıştırıldığını, bu sırada Teos limanı açıklarında cerayan eden deniz savaşlarında Roma ya büyük yardımlarda bulunarak. muftelif bir yenilgiyi önlediklerinden bahseder.Nitekim Romalıların Anadolu'ya hakimiyetinden sonra Teos bir süre Bergama Krallarına bağlı kalmıştır.
Teos Hıristiyanlığı ilk kabul eden şehirlerdendir.İzmir'e bağlı olarak bir ara Teos'a Beş Aziz birden oturmuş ve burası etkin bir din merkezi haline getirmişlerdir.
M.Ö.17.yılında Roma İmparatoru Tiberyus'un devrinde Ege'de şiddetli depremler başladı. Bu depremler aralıklı olarak iki yüzyıl kadar sürdü. Bütün Ege şehirleri yardımlaşarak yıkılanları tamiri, yaralıları sarmaya çalıştılar ise de deprem üstün geldi.Şehirler yıkıldı,ahali deprem bölgesini terke mecbur kaldı.işte Teos bu suretle harabe haline geldi.
Teos ilk 12 lon kentinden biridir. Burada denizcilik, ticaret, şarapçılık .zeytinyağı üretimi ve yünlü dokumacılık gelişmiştir. Teos'un içki kapları (seramik endüstrisi) arkaik çağda da ünlüydü.
Ticaret ve denizcilikle zengin olan Teos'u önce Lidyalı'lar, daha sonra M.Ö.545 yılnda Mardonius komutasındaki Persler toprak tepeleri yürüterek yaptıkları kuşatmayla bölgeyi ele geçirmişler, Teos'lular bunun üzerine gemilerine binerek kolonileri Abdera'ya kaçmışlardır. Pers istilası sırasında geometrici ve filozof Thales burayı lon'lularm Perslere karşı kuracakları konfedarasyonun merkezi olrak önermiştir. Şehir 6.yüzyılda meşhur lirik şair Anekreon'u yetiştirmiştir. P ers işgali sırasında bu şair Atina ve Sisam saraylarında yaşamış, daha sonra yine Teos'da ölmüştür.
5.yüzyılda Teos ilk atom teorisini kuran Demokritos ve Petrikles'in danışmanı sofist Protogarast'ın yurdu olmuştur. Anadolu lon mimarisini yeniden doğuşunda Pytheos'un katkıları Hermoneges'in yazdığı kitapla kural haline gelmiş, önce Roma daha sonra Rönasans mimarisini etkilemiştir. Tapınakta ibadet gören Dianisos Setaminios (Baharın ilk meyvesi ) lakabı ile tanınmaktadır, aynı zamanda bu tanrının yalnız tiyatro ve şarap tanrısı değil verimlilikle ilgili bir tabiat tanrısı olduğunu da belirtmektedir. Tapınaktaki Kült heykeli ayakta duran vücudu S şeklinde kıvrım yapan Dianisos'un bir elinde Tyhros (Asa) dayalı, bir elinde Kantharos (içki kabı) tutan bir heykeli vardır Tapmağın yapıldığı gri yoğun kireç taşı karagöl diye bilinen taş ocaklarından çıkarılmıştır. M.Ö 6. yüzyıldan itibaren işletilen bu ocaklardan elde edilen gri taş Roma devrinde Roma ya kadar ihraç edilmiştir. Piri Reisin haritasında Sığacık kalesini gösterememekteyiz. Ancak , büyük olasılıkla Piri Reis'in önerilerine uyularak Palak Mustafa Paşa tarafından Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sırasında Teos Örenyeri taşocağı olarak kullanılarak Sığla Kalesi yapılmıştır.
Roma devri sonunda, bizans devri başlarında Teos Piskoposu, Efes Metropollüğüne bağlı olarak , hrıstiyan konsülüne katılmıştır. Yine tarihi kaynaklara göre Teos içinden geçen mermer yol, bir ucundan kilizyum denilen Urla iskelesine ve devlet hastanesinin bulunduğu adaya, oradan da Eritre adı verilen büyük şehir bugünkü Çeşme'nin ildir Köyüne bağlanmakta. Diğer ucundan ise Lebedos'a , Efes'e, oradan da Lidyanın başkenti olan Şart şehrine uzanarak, Ninova ile bağlantı kurulmaktadır. M.Ö 2 . yüzyıla ait pekçok Teos eseri Paris Müzesinden İzmir Arkeoloji Müzesine getirilmiştir. Daha sonraki yıllara ait Roma, Bizans devri tarihi eserleri de Fransız Profesör Robert ve Meboron tarafından incelenerek çok kıymetli seramik parçalar , kabartmalar ve heykeller bulunmuştur.Bunların bir kısmı yurt dışına kaçırılmış,bir kısmı da İzmir Arkeoloji müzesine alınmıştır.

AKKUM PLAJI

Dalış okulumuz 2001 yılında İzmir'in şirin ilçesi Seferihisar'ın 5 km. batısında, deniz ile iç içe olan Sığacık beldesinde, dalış tiryakilerinin hizmetine girmiştir. İzmir'in merkezine sadece 40 dakikalık bir mesafede olması ziyaretçilerin günübirlik ziyaretlerini avantajlı kılmaktadır. Kendisi küçük, tarihi derin ve büyük olan beldemiz TEOS antik kentiyle iç içe olması, beldemizin tarihi, kültürel ve görsel zenginliklerinin ziyaret edilmesinde büyük bir faktördür. Sığacık'daki eşsiz su altı güzelliklerini görebilmeniz için siz değerli ziyaretçilerimizin hizmetindeyiz.
Türkiye'nin sörf yapılacak en iyi köşelerinden birisi olan Seferihisar Akkum plajında, her seviyede sörf kursunu uzman eğitmenlerimiz tarafından sizlere sunmaktayız. Eğitmenlerimiz, Seferihisar'ın yanısıra Mısır Dahab gibi Dünya'nın önemli sörf merkezlerinde de eğitmen olarak görev yapmaktadır. Starboard, JP markalı boardlarımızın yanısıra, Neilpryde ve Severne yelkenlerimiz ve birbirinden kaliteli malzemelerimizi saatlik ya da paket kiralama seçenekleriyle kiralaya**k, Seferihisar'ın muhteşem rüzgar ve denizinin tadına varabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, kiralamak istediğiniz malzemeleri seçmek. "Malzemem var ama geçen sene sezonu kapattıktan sonra hasar görmüş" diyorsanız, uzman ekibimiz, Türkiye'nin hiçbir köşesinde bulamayacağınız bir hizmetle karşınıza çıkıyor.Yurtdışından özel olarak getirttiğimiz malzemelerle, sizlere yelken ve board tamiri hizmetleri sunuyoruz.

KALE

SIĞACIK KALESİ
Tarihin, doğanın ve teknolojinin yıpratmakta aciz kaldığı kalenin geçmişi Selçuklular dönemine kadar uzanır. Şiddetli yer sarsıntılarıyla harap olunca önce Aydın oğulları daha sonra Osmanlılar tarafından tamir görmüştür. Ege denizindeki önemli stratejik konumunun Kaptan-ı Derya Piri Reis tarafından fark edilmesiyle Kanuni Sultan Süleyman tarafından Palak Mustafa Paşaya Teos harabelerinden getirilen taşlar kullanılarak yaptırılmıştır. Şimdiki hali 1521-1522 yıllarından kalmadır. Önceleri "Sığla" olarak anılan kale savunma amacından çok deniz üssü olarak değerlendirilmiştir. Kalenin Kuşadası , Ayasılık ve Seferihisar adında üç ayrı kapısı vardır. Deniz üssünde; Bir dış kale bir de koğuş tabir edilen askerlerin günlük hayatını ve eğitimini geçirdiği iç kale ile bu iç kalenin denize bakan kısmında iki burç ve iki kapı bulunmaktadır. Kale duvarları üzerinde bazı evlerin ikinci katı yükselirken duvar aralarında bazı ev duvarları ve pencereleri ile Teos'tan gelen taşlar görülmektedir. Burçların kuzeye bakan avlu duvarlarında 1.20'ye 50cm. ebadında 3m aralıklı mazgallar bulunmakta ancak şu anda bazıları kapatılmış durumdadır. Kale içindeki evler bitişik düzende olup, bazıları tek bazıları iki katlıdır.Evlerin çoğunluğu kerpiçtendir, büyük bölümünün içinde iç avlu bulunmaktadır, iki katlı evlerde cumbalar ve tahta panjurlar bulunmaktadır. Evlerin içindeki merdivenler ve kapılar tamamen ahşaptır. Kalenin kuzey tarafında Barbaros Halil Paşa kemerinin üst bölümü yıkılmış durumdadır

SEFERİHİSAR
SEFERİHİSAR
Seferihisar'da güneş M.Ö. 3000 yıllarına uzanan eşsiz güzelliklerin üzerine doğar. Günümüzde de değerini yitirmeyen bu tarihsel adres, yüzyıllardır insanların muhteşem Ege mavisi ile berrak güneşini keşfettiği bir belediyede 27 km'lik sahil şeridinde birbirinden güzel koylar ve doğal plajlar mevcuttur.
Seferihisar; tarihsel zenginliğin yanı sıra 375 kilometrekarelik dev bir mandalina bahçesi gibidir.Doğal güzelliklerle bezeli 8 köyü 2 beldesi (Ürkmez ve Doğanbey Peyanlı) vardır. Evliya Çelebi 17.yy'da Seferihisar adının Sivrihisar olmasına rağmen burada hisar bulunmadığı, bağlar içinde yükselen kayaların hisara benzediğinden bahsetmekte 4 mahalle, bahçeli 1200 ev, hamam, 7 çeşme, çarşısında 20 dükkan bulunduğu kasabanın ürünlerinin bol, halkı zengin kasaba olarak tanımlamıştır.
Kaplıca ve Sıcak Su kaynakları:
Beldemiz sınırları içindeki pek çok sıcak su kaynağından ,kaplıca statüsünde yer alan başlıca yerler ,Karakoç ve Cumalı Kaplıcaları ile Uyuz,Ahmetçi Hamamları , Gelinboğan ve Hamamönü Ilıcası adı ile bilinen kaynaklardır.
Karakoç Kaplıcaları:
Bugünkü Eski Kavakdere-Ürkmez yolu üzerinde bulunan Kaplıcalar deniz seviyesinden 15.mt.yükseklikte olup Helenistik Roma ve Bizans dönemlerinde de çok ünlüdür.Karakoç Kaplıcasını besleyen esas kaynağın radyoaktivitesi 9,5 eman,çamur suyunun 4,7 eman ,nevazil suyunun 8,7 ve 6,2 emandır.Karakoç Kaplıcaları bölgesindeki kaynakların hepsi sodyum klorürlü ve bikarbonatlı kalevi sulardır.
Uyuz Ilıcası:
55 derece sıcaklıkta olup reaksiyonu asit ve tuzlu sudur.Litresinde 297 mgr serbest co2 gazı vardır.Radyoaktivitesi 4,3 emandır.
Gelinboğan Ilıcası:
Saniyede 3 lt. debisi olan kaynaktan çıkan suyun sıcaklığı 68 derece olup, kimyasal nitelik olarak Uyuz Hamamlarının aynıdır.
Ahmetçi Hamamı:
Mevcut iki kaynağın sıcaklığı 5-57 derecedir.Bu kaplıcada diğerlerinde olduğu gibi bol demir elementi bulunmaktadır.
Hamamönü Ilıcası:
Denize yaklaşık 1 km. mesafede bulunan ılıcanın kimyasal özellikleri aynıdır.Balçova kaplıcaları ile hemen hemen aynı özellikleri taşır.Antik çağda bu sular Büzlerde Karasökedeki tarihi hamama ve şimdiki Amarante Oteli arkasında toprak..
Cıvıt Kalesi (Çifte Kale):
Beldemizin batı kısmında deniz içinde kalmış küçük bir adacık üzerinde Aydınoğulları Beyi Cüneyt tarafından yapılan kale en güçlü dönemini Osmanlılar döneminde Sultan II. Murat döneminde yaşamıştır.kale şuan tamamen yıkık vaziyettedir. Kaleyi görmek isteyenler sahilden itibaren 80 mt. mesafede 25-30 cm derinliğinde bir sudan geçerek adaya ulaşabilirler. Adanın güney kısmında kaleye ulaşmak isteyenlerin 62 mt. Tırmanmaları gerekir. Doğa tutkunları için vazgeçilemeyecek görüntüler sunan bölgede gün batımını mutlaka görmelisiniz

SEFERİHİSARIN YAKIN ÇEVRESİ VE KOMŞULARI
İlçe topraklarından demiryolu hattı geçmemekte, en yakın istasyon İzmir kent merkezinde (45 km) ve Adnan Menderes Havalimanında (40 km) hizmet vermektedir.
İlçenin deniz kıyısında yolcu ve yük taşımacılığına ait bir limanı bulunmazken, Sığacıkta bir balıkçı barınağı yer almakta, yine Sığacıktaki 400 yat kapasiteli yat limanının inşaatı sürmektedir. İlçe merkezinin kuruluş yeri deniz seviyesinden 18 m yükseltidedir. Kent, kuzey-güney yönünde uzanan Kızıldağlar (1080m) batısında , denize inen yamaçlar ve kocaçay vadisinin düzlükleri üzerine kurulmuştur. Seferihisar ilçe merkezinin yakın çevresindeki yerleşmelere uzaklığı şöyledir:
Güzelbahçe 23 km
Konak(İzmir kent merkezi) 45 km
Urla 30 km
Çeşme 85 km
Ürkmez 23 km
Gümüldür 28 km
Özdere 38 km
Selçuk 60 km
Menderes 45 km
Kuşadası 70 km
TÜRKİYE NİN İLK CITTA SLOW KENTİ
Seferihisar ilçesi, Türkiye'nin ilk Cittaslow'u (sakin şehir) oldu. İtalya'da toplanan Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Komitesi toplantısına giden ve başvuru dosyasını sunan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, ilçenin Cittaslow başvurusunun kabul edildiğini ifade etti.
SEFERİHİSAR'IN CİTTASLOW YÜRÜYÜŞÜ MUTLU SONA ULAŞTI
-SEFERİHİSAR BELEDİYE BAŞKANI TUNÇ SOYER: ''İLÇEMİZİN CİTTASLOW OLMAK İÇİN HAZIRLADIĞIMIZ BAŞVURUDOSYASINI ULUSLARARASI KOORDİNASYON KOMİTESİ TOPLANTISINA SUNDUK VE BAŞVURUMUZ KABUL EDİLDİ''
''TÜRKİYE'NİN İLK, DÜNYANIN 121. SAKİN KENTİ SEFERİHİSAR OLDU''
Başvuru dosyasını komite toplantısına sunduğunu ve ilçeyle ilgili sunum yaptığını dile getiren Soyer, prosedüre göre komitenin ilçede inceleme yapması gerektiğini, ancak ilk kez yaşanan bir durumla, komitenin yerinde inceleme yapmadan bir ilçenin başvurusunu onayladığını ifade etti. Soyer, duygularını şöyle anlattı:
''Toplantıya giderken çok heyecanlıydım. Hem ilçemizi, hem ülkemizi tanıtmak için Cittaslow başvurusu iyi bir fırsattı. Çok iyi hazırlandık. Toplantı öncesinde çeşitli görüşmelerim oldu, komite toplantısında da başvuru dosyasını sunarak, ilçemizi ve niye Cittaslow için başvurduğumuzu anlattım. Toplantıda başvurumuz kabul edildi. Böylece Seferihisar Türkiye'nin ilk, dünyanın 121. Cittaslow'u yani sakin şehri oldu. Bu, turizm için, ilçemizin gelişimi için, değerlerimizin korunması için çok önemli. Sakin şehrin simgesi olan salyangoz logosunu almaya hak kazanmış olduk.''
-CİTTASLOW NEDİR?-
İtalyanca Citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinden oluşan Cittaslow, ''yavaş şehir'' anlamına geliyor. 1986 yılında Amerikan tarzı hızlı yiyecek (fast food) zincirine karşı çıkılarak, İtalya'nın Barolo kentinde ''Yavaş Yiyecek Birliği'' oluşturuldu. 1989'da Paris'te uluslararası boyut alan birliğin, bugün 100'den fazla ülke temsilcisinden oluşan 80 bin üyesi bulunuyor. Yavaş Yiyecek kavramından esinlenen ''Yavaş Şehir Hareketi''nin temeliyse 1999 yılında İtalya'nın Chianti bölgesindeki Greve kentinde, 30 kadar Yavaş Yiyecek kentinin katılımıyla atıldı. İlk bildirgede, küreselleşmenin insanlar arasındaki iletişimi, kaynaşmayı ve değişimi kolaylaştırmasına karşılık farklılıkların törpülenerek, tek bir model insan oluşturmaya doğru gittiği ve sonunda sıradanlığın hakim olacağı bir düzenin yaratılacağı konusunda endişeler bulunduğu dile getirildi. Bu muhtemel sonuçların engellenmesi, yerel değerlere sahip çıkılması, bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi amacıyla Yavaş Şehirler kavramı çerçevesinde bir ağ oluşturuldu. Yavaş Şehir olabilmek için çevre politikaları, altyapı, kentin dokusunun kalitesi, yerel üretim ve ürünlerin desteklenmesi, konukseverlik gibi kriterler gerekiyor. Bu şehirlerin logosu olan salyangozu kullanabilmeye hak kazanan merkezler, düzenli olarak denetimden geçiriliyor.